Hayatını bir arada yaşamak üzere karar veren, birbirine evlilik gibi resmi ve duygusal bir bağla bağlanan çiftler ilişkilerinde farklı süreçlerden geçebilirler. Hayatın evreleri farklı olduğu gibi ilişkilerin dinamiği de farklıdır ve sürekli aynı konumda ve koşulda devam etmez. Sizi ya da partnerinizi etkileyen olumlu ve olumsuz tüm etmenler sizi birbirinize yakınlaştıracağı gibi uzaklaştırabilir de. Özellikle birbirinize karşı verdiğiniz evlilik sözü bu durumlardan etkilenebilir. Bu durumda çiftler evliliklerinin bitiş sinyallerinin verildiğini ya da hala kurtarılmaya değer bir evlilik yaşayıp yaşamadıklarını bilmek isterler. Bu bilinmezlik evresinde “boşanmalı mıyım?” sorusu taraflarda sıkça gelir. Ancak evliliğin bitip bitmediğine dair hüküm vermeden önce her evliliğin sosyal medya ve televizyondaki gibi idealize şekilde ve aynı çizgide yürümediğini bilmelisiniz. Evliliğinizde rayına oturmayan durumlar aşağıdaki gibiyse profesyonel bir destek sizin için yardımcı olabilir.

İletişim Kurmaktan Kaçınmak

Bazı evlilikler oturup konuşmak ve uzun sohbetlerden bile uzaklaşmış olup süreci tartışamayacak kadar yorgun olabilir. Evli bireylerin birbirlerine ayıracakları sürenin bu evrede çok değerli olması belki de birbirlerini anlamaları için bir fırsat olabilir. Ancak tartışmaktan bile kaçınmak dağılan süreci hızlandırıcı bir etkiye neden olur.

Cinsel İsteksizlik

Dizi ve filmlerdeki kavgaların sonunda olması gereken gibi gösterilen her kavga sonundaki tutkulu birliktelikler bir senaryodan ibaret olabilir. Çiftlerin birbirine ayırması gereken tartışma ortamında çözülmeyen sorunlar bir seks ile son bulmayacaktır. Evli bireylerin birbirine karşı duyduğu tutkunun azalması evliliği yokuşa sürükleyen büyük nedenlerden biri olabilir.

Sevgiyi Göstermekten Kaçınmak

Evlilik sürekli bir arada olmayı gerektiren bir yaşam şekli olmaktan ziyade hayatı bir araya getirme süreci olarak algılanmalıdır. İki kişinin birlikte uyum içinde yaşadığı evlilikte bireyler eskisi kadar sevgisini gösteremiyor ve aynı evde iki arkadaş gibi zaman geçirmeye başlayabiliyor. Evlilikte kimi zaman arkadaş kalma olgusu oldukça yapıcı olabilir. Ancak bunun sürekli hale gelmesi ve aradaki aşkın önüne geçmesi evliliğe zarar verebilir.

Bireyselliği ve Kendi Ailesini Ön Plana Almak

Bitiş sinyalleri veren evliliklerin bazılarında bireylerden biri sürekli kendi ailesine zaman ayırmayı tercih ediyor, tek başına kalmak yönünde farklı bir yaşam tarzına eviriliyorsa bu normal bir durum olarak algılanmamalıdır. Evlilikteki iki tarafın da ailelerine karşı sorumlulukları bulunmakla birlikte artık eşlerin de aileleri bu çemberi büyütür. Kadın erkeğin ailesine, erkek kadının ailesine de zaman ayırabilmelidir. Ancak bundan daha önemlisi karı-koca ilişkisinde olan ikilinin sadece kendilerinin bir aile kurumunu oluşturmuş olmasıdır. Evli bireylerin sürekli kendi ailesini ya da kendi bireyselliğini vurgulayan hareketler evlilikte zedeleyici bir unsur olabilir.

Sürekli Eleştiri, Fiziksel ya da Psikolojik Şiddet Başlamışsa

Hayatını birlikte geçirmeye karar veren çiftler olumlu ve olumsuz her durum için söz verirler. Birbirlerinin kötü durumlarında da yanında olmaları, bu durumdan sıyrılmak için birlikte olmaya karar vermeleri onların en önemli ortak sözüdür. Eğer bu durum tutarsız ve sık olan eleştirilere, herhangi bir şiddet türüne doğru dönüşüyorsa kesinlikle sorunların habercisidir. Düzeltmek yerine yüzüne vurmak ve yargılamak süregelen davranışı ya da durumu pozitif yönde etkilemeyecektir. Bireylerde bu durumun görülmeye başlanması evlilik için bitiş belirtisi olabilir.

Biten evlilik belirtileri hakkında aile danışmanlığı için bizlerle iletişime geçebilirsiniz. Faydalanabileceğiniz bir başka içeriğimiz “Aile ve Çift Terapisi Nedir?” için tıklayınız…

İzmir aile terapisti için https://izmirpsikoloji.com/izmir-evlilik-terapisi/ sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

 

 

 

 

Henüz yorum yapılmamış, sesinizi aşağıya ekleyin!


Bir Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir