İZMİRDE ÜNİVERSİTE HAYATINA ADAPTASYON

Üniversite okuyacağım ama ne yapacağım konusunda hiçbir fikrim yok, nasıl alışacağım, nerede okusam benim için daha iyi olur gibi sorularınız varsa ve bunları gidermek istiyorsanız bu yazıyı okumanızı tavsiye ediyorum. Üniversite hayatının ve adaptasyon sürecinin nasıl olduğunu, İzmir’de üniversite okumanın ve İzmir’de psikoloji okumanın avantajlarını öğrenmeye hazırsanız, başlıyoruz.

Üniversite Hayatı Deyince

Üniversite hayatı nasıl yaşanmalı, Üniversite, hemen her öğrencini en büyük hayallerinden biridir ve aynı zamanda korkulu rüyaları arasındadır. İki zıt kutup gibi görünse de bu hayat öğrencilerin gözünde yaşamak için can atılan bir hayattır. Henüz 18-19 yaşlarında bir gencin kendi ayakları üzerinde durma çabasını yansıtır.

İlerleyen zamanlarda heyecanlarla, yeniliklerle, mutluluklarla, sorumluluklarla olduğu kadar sorumsuzluklarla da, ortamlarla ve bazen de hüzünle, üzüntüyle anılan bir zaman dilimidir. Bu açıdan bakıldığında üniversite hayatını sadece “meslek elde etmek için çaba gösterilen bir zaman dilimi” şeklinde ifade etmek yanlış olacaktır. Mesleğin yetkinlikleri gibi önemli bir amaç ortada olsa bile aslında öğrenilen şey hayatın ta kendisidir.

Üniversite hayatında tecrübe edilen “her şey”, girilen “her ortam”, tanışılan “her kişi”, edinilen “her tecrübe”, kişinin hayatının geri kalanını hiç şüphesiz etkileyecektir. Çünkü en doğru kararlar bu dönemde verildiği gibi en büyük hatalar da bu dönemde yapılır, kişi bu sayede hayatı öğrenir. Özetle, üniversite hayatı 4-5 seneden ibaret de olsa hayatın tümü göz önüne alındığında bir dönüm noktasıdır.

Üniversite Hayatına Alışamıyorum, Nasıl Adapte Olacağım?

            Üniversite hayatına alışamamak, Burada ilk olarak adaptasyon sürecinin nasıl bir şey olduğuna bakmak faydalı olacaktır.

Liseden üniversiteye geçiş sürecinde öğrenciler büyük bir değişim ve gelişim sürecine de başlamış olacağından, bu geçiş sürecini bir tırtılın kelebeğe dönüşmesi şeklinde açıklamak mümkündür. Bu süreçte bir bocalama yaşanması oldukça normal bir durumdur ve özellikle de bir şehirden başka bir şehre üniversiteye giden öğrencilerde bu bocalama daha sık görülür. Aileden ve arkadaşlardan uzakta, hiç bilinmeyen bir ortamda bulunmak herkes için zor olduğu gibi ergenlik döneminin sonlarında olan bir öğrenci için de oldukça zordur. Öğrenciler bu yabancı ortamı tanımaya çalışırken aynı zamanda tüm sorumluluk onların üstündedir, kendi ayakları üzerinde durarak “bireyselliği” öğrenirler ve uyum sağlayabilmek için kendilerinde bulunan tüm potansiyelleri kullanmak durumundadırlar.

Öğrenci artık akademik, sosyal ve kişisel olarak eski hayatına kıyasla bambaşka bir hayatın içerisindedir. Bu bambaşka hayata adapte olmak, kendindeki potansiyellerin farkına varmak ve kullanmak her zaman kolay olmayabilir. Öğrencinin girdiği ortamlar, üniversitenin kendisi, öğrencinin kendisi ve üniversitenin bulunduğu şehir bu uyum sürecini hızlandırabileceği gibi yavaşlatabilir de.

Adaptasyonu zorlaştıran ve kolaylaştıran durumlardan biri olarak aile-çocuk ilişkisini söylemek mümkündür. Aileden kolay ayrılabilen bir çocuk üniversite hayatına daha çabuk uyum sağlarken ailesine daha bağımlı bir çocuk; üniversiteye uyum sağlama, yeni ilişkiler kurma ve sürdürebilme konularında daha çok zorlanacaktır.

Adaptasyon sürecinde öğrenciyi zorlayan tek şey yeni bir ortama girmek ve bu ortama alışmak değildir. Öğrencinin önceki hayatındaki alışkanlıklarını, arkadaşlıklarını, ortamlarını, ailesini vs. geride bırakması da zorlayıcı bir durumdur. Bu zorluklarla başa çıkmak ve adaptasyon sağlamak kişiden kişiye göre değişebilir. Biri daha ilk haftalardan zorluk çekmeden adapte olmaya başlarken bir diğeri adapte olması aylar sürebilir. Zorlanmak, adapte olamadığını ve olamayacağını düşünmek bu süreçte çok doğaldır. Bunlar öğrenciyi güçsüz, yetersiz veya başarısız yapan düşünceler ve zorlanmalar değildir. Şunun hiçbir zaman unutulmaması gerekir: “BU ZORLUKLARI SADECE TEK BİR ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ DEĞİL, HER ÖĞRENCİ YAŞIYOR!”.

Üniversite bünyesinde çalışan akademisyenler öğrencilerin bu süreci daha kolay atlatmaları ve üniversiteyi tanımaları amacıyla oryantasyon programları düzenlemektedir. Bu sayede öğrenciler üniversitedeki akademik imkanlarının farkına varır, sosyal ortamla iç içe olur, karşılaşabileceği olası bir sorunda bunu nasıl çözeceğini öğrenir. Bu program öğrenciye üniversiteli olmanın farkını da gösterir. Oryantasyon programlarının yanında çeşitli etkinlikler, tanışma partileri düzenlenmektedir ve böylece öğrencinin kendini iyi hissetmesi sağlanır.

İZMİR’DE ÜNİVERSİTE HAYATI ve ADAPTASYON SÜRECİ

            İzmir, birçok öğrencinin orada üniversite okumak için hayaller kurduğu bir şehir. Denizle iç içe olmasıyla, tarihiyle, gezilecek görülecek yerlerin çokluğuyla ve birazdan okuyacağınız birçok sebeple öğrencilerin ilk tercihlerinden biri. Bunun dışında oldukça hareketli ve canlı sosyal hayatıyla öğrencilerin dikkatini çeken İzmir,  Türkiye’nin en yüksek okuma-yazma oranına sahip şehirlerinden biridir.

İlk olarak okullardan bahsetmek gerekirse İzmir’de özel ve devlet olmak üzere birçok üniversite bulunmaktadır. Bu üniversiteler şunlardır: İzmir de psikoloji bölümü olan üniversiteler:

  • Dokuz Eylül Üniversitesi (Devlet)
  • Ege Üniversitesi (Devlet)
  • İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (Devlet)
  • İzmir Demokrasi Üniversitesi (Devlet)
  • İzmir Ekonomi Üniversitesi (Özel)
  • İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (Özel)
  • İzmir Yüksek Teknoloji Üniversitesi (Devlet)
  • Yaşar Üniversitesi (Özel)

Bu üniversitelerin her birinin konumu birbirinden farklı, genellikle öğrenciler tarafından “Ege Üniversitesi’nde okumak” ön plandayken diğer okulların da oldukça iyi olduğu ve her birinin bulunduğu konumun birbirinden güzel olduğu unutulmamalıdır.

İzmir’de Üniversite Okumak

            İzmir de üniversite okumak, Üniversite hayatı, hangi şehre gidilirse gidilsin her öğrencinin hayatında bir dönüm noktasıdır. En güzel anılar, en büyük hatalar, en doğru verilen kararlar insan hayatında çoğunlukla üniversite dönemine denk gelmektedir. Hangi şehir olursa olsun, ilk zamanlarda öğrenci yeni bir hayata alışma konusunda bocalasa bile İzmir’de bu hayata alışma süresinin çok daha kısa olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Gezilecek yerlerinin çokluğu, gidilmek istenen her yere en fazla 1 saat içerisinde ulaşmak, cep yakmayan fiyatlar, hoşgörülü ve öğrenciye değer veren insanlarıyla İzmir hem üniversite okumak için hem de yaşamak için oldukça elverişli bir şehir. Ortalama 120.000 öğrenci barındıran İzmir’e, her sene ortalama 30.000 öğrencinin yerleşmesi bunu kanıtlar niteliktedir.

İzmirde üniversite okumak

İzmir’de üniversite hayatına alışmanın daha kolay olmasının sebeplerinden biri olarak İzmir’in oldukça renkli bir sosyal hayata sahip olmasını söylemek mümkündür. Özellikle bahar ve yaz aylarında her semtte ayrı bir festivalle, etkinlikle karşılaşıyoruz.

Tüm bunların yanı sıra İzmir’de okumak isteyen öğrenciler için dikkat edilmesi gereken çok önemli bir durum var: KIŞ AYLARINDAKİ NEFES KESEN SOĞUK! İzmir sıcak şehir, kışları ne kadar soğuk olabilir ki demek büyük bir yanlış olacaktır. Özellikle de Dokuz Eylül Üniversitesi’nde okuyan/okuyacak öğrencilerin buna dikkat etmesi gerekiyor, çünkü Buca biraz daha yüksekte kaldığı için kış ayları diğer semtlere kıyasla biraz daha zor geçebiliyor.

İzmir üniversiteleri psikoloji bölümü taban puanları için rehber öğretmeninizle görüşün. Ama sıralamaya göre tercih yapın. En yüksek genelde Ege üniversitesi psikoloji bölümü, Dokuz eylül üniversitesi, Katip Çelebi üniversitesi, şeklinde sıralanırken özel üniversiteler ücret ve bursa göre değişiyor.

Üniversiteyi Neden İzmir’de Okumalıyım?

  • Güneşin doğuşu da batışı da ayrı güzeldir bu şehirde. Hele bir de deniz kokusu, anlatılmaz yaşanır…
  • İnsanlar hoşgörülüdür. Öğrenciye sahip çıkarlar.
  • Alsancak Kordon’da çiğdem çitlemek, akşamların en güzel etkinliğidir.
  • Kendine has yiyecekleriyle (boyoz, gevrek, yengen, midye, bomba vs.) ziyafet çekmek çok güzeldir.
  • Tatil yapmak istediğinde en uzak sahil en fazla 1 saat uzaklıkta!
  • Renkli sosyal hayatıyla etkinlikler, konserler, tiyatrolar her zaman yakınında gerçekleşir.
  • Ev kiraları, öğrenci yurtları cep yakmayan niteliktedir.
  • Efes Antik Kenti, Saat Kulesi, Kemeraltı Çarşısı, Meryem Ana Kilisesi, Selçuk Kalesi gibi tarihi dokusuyla, tarihe tanıklık etmek mümkündür.

İZMİR’DE PSİKOLOJİ OKUMAK

            İzmir de psikoloji okumak çok güzeldir. İzmir’deki üniversitelerin başarısı hiçbir bölümde göz ardı edilemeyeceği gibi, psikoloji bölümünde de edilmemelidir. Hayaliniz psikoloji/psikolojik danışmanlık ve rehberlik okumaksa ama hangi üniversitede okuyacağınıza karar veremiyorsanız, İzmir’i baş sıralarda tutmamanız için hiçbir sebep yoktur. Özellikle devlet üniversitelerinde verilen eğitimin kalitesi, İzmir’in bir öğrenci için yaşamaya elverişli bir şehir olması gibi sebeplerle hem akademik açıdan hem de sosyal açıdan İzmir’de psikoloji/pdr okumak oldukça mantıklı bir karar olacaktır.

Bunun dışında, staj ve çalışma imkanı olarak da İzmir, psikoloji öğrencileri için oldukça geniş imkanlar tanımaktadır. Psikolojik danışma merkezlerinin, rehabilitasyon merkezlerinin vs. çokluğu üniversite hayatından sonra da size İzmir’de kalıp mesleğinizi icra etmeniz için oldukça büyük fırsatlar tanıyacaktır.

SON OLARAK, ÜNİVERSİTE OKUMAK GÜZELDİR AMA İZMİR’DE OKUMAK DAHA BİR GÜZELDİR!

Henüz yorum yapılmamış, sesinizi aşağıya ekleyin!


Bir Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir