İnsanlar Neden Yalan Söyler

Yalan Nedir?

İnsanların doğruyu söylememe durumumu veya gerçek durumu ifade etmeyen günlük hayatımızda en çok başvurulan yöntem yalandır. Yalan söylemek kişiden kişiye değişir. Yalana başvurma yöntemleri ve nedenleri oldukça farklı olabilir. Bazen insan neden yalan söylediğini kendisi bile bilmeyebilir. Bazı insanlar bulunduğu ortamda ilgi çekmek için yalan söylerken bazıları gerçeği yansıtmak istemedikleri için oyuncu rollerine bürünürler.

Hayatına renk katmak için yada gerçeklerden kaçınmak -çözümsüz kalmaktan korktuğu için veya olası cezadan kaçınmak için- yalan söylerken kimileri de çıkar elde etmek için yalan söyler. Bu insanlar “patolojik yalan” dediğimiz durumdadırlar. Fayda sağlamak için durumlarda yalan söylerler. Bu insanlar hem kendilerini hem de karşısındaki insanları gerçekten uzaklaştırmak isterler. Fikirleri değiştirip gerçekte olmayan bir duruma veya düşünceye sürüklenmek veya sürüklemek isterler.

Neden Yalan Söyleriz?

Yalanın nasıl geliştiğine baktığımızda uzmanlar yalanın çocukta doğruyu söylemek kadar normal geliştiğini vurgularlar.

  • Ailelerinden farklı bir birey olmayı kendilerine inandırmak isteyen
  • Ailelerini çeşitli yalanlar söyleyerek kandırabileceğini ve otoritelerini yıkabileceğini düşünen çocuklar yalana başvurarak kendilerini keşfettikleri fantezi dünyasından kurtarmaya ve sorumluluk almaya çalışırlar.

Ne çeşit yalan söyleyecekleri de yetiştirilme tarzlarına, aile ve çevresinin kültürel yapısına göre değişebilir. Ayrıca çocuğun yaşadığı kötü tecrübeler onları yalan söylemeye iter;

  • Alkolik bir aile ortamında büyüyen çocuklar
  • Tacize uğrayan çocuklar
  • Ailede veya çevrede olan istismarlar tümü çocuğu olduğu sıkıntılı durumdan kurtarmak için yalana başvurmaya iter.

Yalanın patolojisine baktığımızda fantezilere kadar gitmek mümkündür. Klinik anlamda alkol veya madde bağımlılığı, kumar alışkanlığı veya ilişkilerde aldatma gibi bulgularda ortaya çıkabilir.

 

Neden Yalana Başvurmamalıyız?

Yalan günümüzde her ne kadar halk arasında “beyaz” yalan veya kötü niyet içeriyorsa kötü olarak ayırım görse de söylenilen yalan sübjektif olarak değerlendirilmelidir. Kişi kendisini telkin etmek için yada karşısındaki insanı telkin etmek için “beyaz” yalan söylediğine kendisini inandırsa da yalanın yalan olduğunu unutmamalıyız. Her türlü yalan durumu veya olayı aslında olmayan ve uydurma bir hale yönlendirir. Bu yalanı söyleyen kişi içinde yalana maruz kalan kişi içinde zararlı ve şaşırtıcı olabilir. Bu durum kişinin çözüm becerisini geliştirmediğini ve savunma mekanizması olarak yalanı seçtiğini söyleyebiliriz.

Kendilerine hayal dünyası oluşturan insanlar için durumu fark etmek dışardan bir göz kadar kolay olmayacaktır. Kişi bu duruma kendisini oldukça alıştırdığı için normal gelmeye başlar. Yalan, söylenilen duruma veya yere göre anlam kazanır. Ego gücü gelişmemiş insanlar egolarının zarar görebileceği anda yalana başvururlar. Gelişmemiş bir savunma mekanizması olan yalan, kişinin gerçeklerle yüzleşme sürecini oldukça erteler. Çoğu insan ağır kayıp, yas veya travma döneminde olayı olmamış saymayı tercih eder. Baş etmek istemediğinde yalan oldukça kolay bir yöntemdir. Bu kişinin kendisine oldukça normal gelir, yalan olduğunu fark etmesi zaman alır.

Öte yandan yalana farklı isimler yükleriz. Örneğin; abartmak, saklamak, hile yapmak, görmezden gelmek gibi. Kişiler bunları çok rahat ifade ederler fakat “yalancı” olmayı veya “sahtekar” olmayı kendilerine yakıştıramazlar. İnsanlar yalanlarının nedenlerine göre yalan söylediğini değil genelleme yaptığını veya uğraşmak istemedikleri için yalan söylediklerini söylerler. Fakat kişi benzer durumlarda benzer yalanları söylüyorsa bunun nedeninin bulmalıdır. Çoğu zaman düşünmeden ve hesap etmeden yalan söylediklerini düşünürler. Bu durum artık alışkanlık haline gelir ve kişi yalan söylemesine gerek olmadığı zamanlarda bile yalana başvurabilir.

Yalanı yakalamak mümkündür fakat bu bir gelişimsel beceri gerektirir. Ayrıca, özel bir eğitimle yalanı yakalamak daha olasıdır çünkü yalanı yakalama becerisinin yüksek olduğunu düşünen polisler bile aslında sıradan insanlardan daha fazla şansı yoktur. Yalanı yakalamada sözel olduğu kadar sözel olmayan becerilerde çok önemlidir. Çünkü artık yalan ve kendini kandırma birbirlerinden ayırt edilemez hale gelmiştir.

Ustaca yalan söyleyen insanlar doğası gereği kendilerine ona göre bir meslek seçebilir; politika veya pazarlama gibi. Yalanlar benliğimizi ve kişiliğimizi belirlemekle birlikte dış dünyamızı şekillendirmekte etkilidirler.

Yalan Söylemek ve Tedavi

Söylenilen yalana kişi kendisi de inanmaya başlarsa çok farklı bir boyuta geçmiştir ve tedavi konusu ele alınmalıdır. Mitomani olarak adlandırılan yalan söyleme bozukluğunun en yaygın tedavi yöntemi psikoterapidir. Kişinin dürtüsünün anlamı bulunup, empati ile yaklaşılarak farklı başa çıkma yöntemleri önerilebilir.

Dürtüselliği azaltmak için farmakoterapotik yaklaşımda kullanılır. Merkezi sinir sisteminin araştırılması da ayrıca önemlidir. Emdr terapisi ve bilişsel davranışçı terapi kullanılır.

Henüz yorum yapılmamış, sesinizi aşağıya ekleyin!


Bir Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir