Takıntı Nedir?

Takıntı denildiğinde akılda oluşan ilk bozukluk Obsesif – Kompuksif bozukluktur (OKB).

Bazı insanların kafalarını düşünceler sarıp sarmalar. OKB’si olan insanlarda takıntılar, düşünceler, davranışlar günlük yaşamı aksatırken normal insanların günlük yaşamında aksama olmaz.

Ben bu yazımda Okb konusuna değinerek ama üzerinde durmadan, normal takıntılar çizgisinden ilerlemeyi planlıyorum. Gelin o halde OKB ne demekmiş bir değinelim.

Obsesyon dediğimiz kelime şu manaya gelir;

Takıntılı, gerçekçi olmayan düşünceler…

Kompulsiyon ise obsesyonlar ışığında tekrarlanan davranış örüntüsüdür. Dediğimi unutmayalım lütfen. Kişiye OKB tanısı konulması için en önemli faktör ‘’günlük yaşamı aksatması’’ olacaktır. Yoksa hepimizde bazen tuhaf düşünceler ve davranışlar olabilir. Bu OKB olduğumuzun kanıtı değildir.

 

Takıntılı Düşünceler Nelerdir?

Genel temalarını inceleyelim;

-Kişi kirlenmekten korkar

-Her şeyden şüphe etmek, belirsizliklere karşı tahammülsüzlük yaşamak

-Düzenli olma ihtiyacı ve simetrik ihtiyaçlar

-İntihar düşüncelerinin belirginleşebilmesi

-Saldırganlıkta, cinsellikte veya dinsel konularda istenmeyen düşünceler

Bu tarzda durumlar OKB’nin tabanını oluşturur. Normalde OKB’si olmayan kişiler de gerçek olmayan düşünceler içinde boğulabilir. Mesela;

*Kimse beni sevmiyor, değer görmüyorum

*Eşim beni aldatıyor kesin

*Yemek yersem hep kilolu kalacağım, az yemem lazım

*Düşük not alırsam hayatım boyunca başarısız olacağım

 

Bu gibi düşünceler de insanları meşgul edebilirler.

 

Takıntılı Düşüncelerden Kurtulmanın Tüyoları

O düşünceler yok mu o düşünceler? Bazen kurtulmaya çalıştığımız şeyler daha güçlü hale gelir bizi ele geçirebilirler. Biz bir hapishaneye kapatılmış gibi hissedebiliriz.

  1. Düşüncelere kulak vermeyin

Aklınıza bir düşünce takıldığında ya da geldiğinde yapacağınız ilk şey kendinizce o düşünceye mantıklı yanıt vermek olacaktır. Ama bunu yapmayın. Siz karşılık verdikçe o ses güç kazanıyor. Yapmayın. ‘’Bu düşünce şu nedenlerden dolayı saçma bir düşüncedir.’’ deyip geçin.

 

  1. Düşüncenin geçeceğini bilin

Her insan hayatında bir ‘’uyuşukluk evresi’’ geçirmiştir. Tepki vermediği, görmezden geldiği ve zamanla geçen evreler, olaylar ardı sıra . . .

Alkol bağımlısı birini düşünelim hemen. Yoğun bir istek geliyor ve çevrede alkol alacak birçok yer var. Parası da fazlasıyla var. Şimdi bu kişiyi durdurmak biraz güç olabilir değil mi? Çünkü bütün şartlar yerine oturmuş. Peki bir de kafamıza ansızın gelen saçma bir düşünceyi düşünelim. Onu def etmek mi daha kolay yoksa alkol içmeyi durdurmak mı? Evet bu soruyu alkol bağımlısı birine sorarsak alacağımız yanıt ‘’ Tabi ki de düşünceyi def etmek daha kolay.’’ olacaktır.

Çünkü düşüncenin kesinliği yok. Onu yok edebilir. Ama alkol içmek için bütün şartlar bir bir yerine oturmuş kişiye ‘hadi alkol iç’ diyor.

Unutmayalım, düşüncelerin bizden gelip gideceğini. Her an, her olay gibi onlar da uçup gidecek. Yeter ki alkolde olduğu gibi alışıp kalmayalım, zamanla düşünce bağımlısı olmayalım.

  1. Şimdiye Odaklanın

Sıkışmış düşüncelerimiz genelde iki zamana takılı kalır. Geçmiş ve gelecek. Beyin ikisinden birine takılır.

Annem bana böyle davranırdı, beni hiç sevmedi (geçmişe entegre beyin)

Hayatım boyu başarısız olacağım, bir iş yapamayacağım (geleceğe entegre beyin)

Sinemaya gittiğinizi hayal edin. Bir hikaye izlersiniz ağlarsınız ya da gülersiniz. Film bitince salondan çıkıp kendi yaşamınıza devam edersiniz. İşte bu düşünceleri bir filme benzetelim. Onlar bizi ağlatabilir ya da güldürebilir. Ama tamamiyle bizim hayatımız değillerdir. Siz sohbet edin, gülün, yaptıklarınıza, yapmadıklarınıza bakın. O an ne oluyorsa onunla ilgilenin. Anın tadına varın diyorum kısaca. Çünkü FİLM BİTTİ.

  1. Duyularınıza yönelin

Dünyaya geldiğimizde beş portal ile açılırız;

  1. Koklama
  2. Görme
  3. Duyma
  4. Tatma
  5. Hissetme

Bir önce ki ‘’Şimdiye Odaklanın’’ maddesi ile bağlantılı olan bu madde bize ne demek istiyor?

Şimdi ve burada ya odaklan diyor. Bunu duyularınla anlamlandır diyor. Çok zor bir şey demiyor aslında.

Sevgilinize sarıldığınız bir anı düşünün. Sarıldığınız o anda alakası olmayan saçma düşüncelerle de meşgulsünüz yine. Belki onlarca çözüm de buldunuz kendinizce. Ama bir şeyi kaçırdınız. Sarılırken o duyguyu hissedemediniz. Y da sevgilinizin boynunda dolaşan kokuyu soluyamadınız. Çünkü odağınız düşüncelerdeydi o anda değil. Ana duygularınızla odaklanın.

  1. Başka işlerle uğraşın

Bu kafa dağıtmak için kullanılan en bilindik yöntemdir. Hepimiz zaman zaman tuhaf düşünceler içinde boğuluruz ve yakınımızdan biri ‘’hadi gel dışarı çıkalım da kafa dağıtalım, biraz gezelim’’ der.  Amaç kafada dolaşan düşünceleri anlık da olsa dondurmaktır. Bulmaca çözün, odanızın duvarlarını boyayın ya da yapmadıklarını yapın.

 

  1. Kimyayı suçlayın

Beyin sürekli düşünmek ve sorunlara çözüm bulmak ister. ‘’Çözecek bir sorunum olmadığı için beynim de biyokimyasal olarak kendine sorun çıkarıyor. Beynimin uydurduğu tuhaf düşünceler ve sorunlar’’ deyip bütün suçu beyninize atın.

  1. Hayal edin

Çevrenizde tuhaf düşünceleri olduğunu düşündüğünüz kişileri hayal edin. Mesela ‘’pilav pişiremediği için kendini beceriksiz ilan eden birini’’.

Siz o an bunu hayal edince ‘ne kadar saçma düşünüyor, halbuki pilav yapamaması onu beceriksiz kılmıyor ya da hayatı boyunca pilav yapamayacağı anlamına gelmiyor.’ diye düşüyorsunuz.  İşte bu hayallerle sizin de bazen saçma düşünebileceğinizi kendinize hatırlatın.

  1. Güçsüzlüğünüzü kabul edin

Aklınıza gelen her şeyi denediniz ama kurtulamadınız. Beyninize karşı mağlup geldiğinizi kabul edin. Düşünceler beyninizde istediği kadar kalsınlar. Unutmayın onlar misafir. 3. maddede dediğim gibi onlar gidecekler. İki gün değil de on günlük misafir olsunlar, sonunda GİDECEKLER.

 

OKB yi sizlere anlatıyor olsaydım tedavi sürecine de girebilirdim. Ama siz de her insanın ara sıra düşünebileceği tuhaf düşünceleri yer edenlerdensiniz. Hayatınızı istediğiniz takdirde kontrol edebiliyorsunuz.

 

   Asıl tedavi beyniniz ve kalbinizin uyumlu dansında saklı. Kontrol sizde buyrun . . .

 

 

 

 

Henüz yorum yapılmamış, sesinizi aşağıya ekleyin!


Bir Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir