Hep Geçmişe Takılmak, Sürekli Geçmişi Düşünmek Nedir?

İnsan yaşamında üç boyutuyla vardır: geçmiş, şu an, gelecek. Geçmiş, yaptıklarımızla veya yapamadıklarımızla, iyi veya kötü anılarımızla, sevdiklerimiz veya sevmediklerimizle birlikte şekillenmiş ve insanın bugününü oluşturan en büyük etmenlerden biridir. Bugün olduğunuz kişiyi yaratmış olan geçmişi düşünmek, geçmişte olan kendinizi, anılarınızı, sevdiklerinizi hatırlamak, o anıları paylaşmak insanların çoğunda gözlenen bir davranıştır. Geçmişi düşünmek ve hatırlamak gayet normal iken hep geçmişe takılmak, sürekli geçmişi hatırlamak ve sürekli geçmişi özlemek ise hayat akışınızı bozan, bugün olduğunuz kendinizi, bugün olduğunuz yeri ve zamanı kaçırmanıza sebep olan, geçmişten çıkamamanıza neden olan, geleceğinizi sağlıklı temeller üzerine kurmanızı engelleyen olumsuz bir davranıştır. Peki, geçmişi yalnızca hatırlamak ile geçmişe takılmak arasındaki o büyük uçurum ne? İnsanlar sık sık geçmişlerini hatırlar, yaşlılar geçmişleri hakkında anılar anlatır, yetişkinler çocukluklarını yad eder, gençler birkaç sene önceki okul yaşamından, arkadaşlıklarından bahseder, insanlar eski sevgililerini, boşandıkları eşlerini, ilişkilerindeki anıları hatırlar. Ama buradaki geçmişi hatırlamak, bir anlık oluşan ve o anda hatırlanarak daha sonra yaşamınıza devam etmenizi bozmayacak bir durumdur. Hep geçmişi düşünmek, geçmişe takılıp kalmak ise günlük yaşamı bozan, geçmişten çıkamamanıza ve bugünü yaşayamamanıza neden olan, gelecek hakkında sağlıklı düşünmenizi engelleyen bir durumdur. Geçmişe takılmaya başladığımızda, geçmişin bataklığına sürüklenmiş oluyoruz ve o bataklık aslında bugünümüzü ve yarınımızı da içine çekiyor. Keşkelerle, pişmanlıklarla, kötü veya iyi anılarla, insanları geçmişten çıkarmayan, zihnini sürekli meşgul eden, kişileri olumsuz etkileyen ve şu anki yaşamlarında mutsuzluğa sebep olan geçmişe takılıp kalma davranışına müdahale etmek gerekmektedir.

İnsan yaşamda uzun bir yolda yürümektedir. Bu yolda yaşadıkları, yolculuğunun geri kalan kısmını şekillendirmesinde önemli olacak, yolda karşılaştığı taşları geçtikçe, yolda daha emin adımlarla yürüyecek, önüne çıkan ve onu düşüren bazı taşlarda tökezleyecek ve durup dinlenmesi gerekecektir. Yol boyunca birçok kişi yanında olacak, bazıları yolculuğunu zorlaştırıp yanlış yol ayrımlarına girmesine neden olurken bazıları yolunu güzelleştirecek, hatta ne yazık ki yolculuğunda eşlik eden kişilerle bazen vedalaşması gerekecektir. İnsanın bu yolculuğunu anımsaması, nerelerde düştüğünü düşünmesi, yanında kimler olduğunu hatırlaması oldukça olağandır fakat o yolda ne yaşamış olursa olsun, artık o yolun bittiğini, şu an yürümesi gereken bir yol ve aşması gereken ayrımlar olduğunu fark etmesi, daha gideceği birçok yolculuk olduğunun farkında olması gerekir.

Neden Geçmişe Takılıp Kalıyoruz?

İnsanlar geçmişlerinde birçok önemli adım atarlar. Hayatlarını etkileyecek kararlar verirler; evlilik, boşanmak, yeni bir işe başlamak, işten ayrılmak, farklı bir yere taşınmak, biriyle arkadaş olmak, birini hayatından çıkartmak… Her bir karar beraberinde bambaşka değişimleri, farklı farklı anıları, kişileri, dönüm noktalarını getirir. Verilen kararlar, yaşanılan değişimler herkesi farklı ölçülerde etkilemektedir. Yaşadıkları değişimden memnun olmamak, verdikleri kararlardan olumsuz etkilenmek, yeni yaşamlarından hoşnut olmamak, geçmişte yaşadıkları bir durumla baş edememek, geçmişte yanında olan birini özlemek, istemeden yaşamış oldukları anıları unutamamak, geçmişte yapılan hataları düşünmek gibi birçok durum insanların geçmişin bataklığında daha da içeri çekilmelerine neden olabilmektedir. Bir evliliğe başlayan insanlar, bu evlilikte sürekli mutlu olacaklarını düşünebilir, hayaller ve umutlarla bu yolculuğa çıkabilirler ancak evlilik içerisinde olumsuz birçok problem ile karşılaşabilirler. Zaman içerisinde problemler aşılamamış ve geçmişte yaşanılan bu problemin etkileri sürüyor olabilir veya aşılan problem kişilerin psikolojisinde bir etki bırakarak kişinin evlilikte geçmişe takılmasına sebep olabilir. Yeni bir iş yaşamı kuran kişi, bu iş yaşamında tökezlemiş olabilir ve bunun maddi ve manevi etkilerini şu anda yaşıyor ve sürekli geçmişinde verdiği bu kararı düşünüyor olabilir hatta geçmişindeki bu olumsuzluğun etkisiyle yeni bir adım atamıyor olabilir. Yeni bir ilişkiye başlamış kişi, birçok sebeple ilişkisini sonlandırmak zorunda kalmış olabilir, şu an eski sevgilisini özlüyor olabilir ve bu durum eski sevgiliye takılıp kalmasına sebep olabilir. Yani;

*Eski sevgilinizi özlemeniz ve unutamamanız
*Evliliğinizde olumsuz bir durum yaşamanız
*Sevdiğiniz birinin vefatını aklınızdan çıkaramamanız
*Bir dostunuzun, sevgilinizin hayatınızdan çıkması
*Yaşamınızda yaptığınız bir değişiklikten hoşnut olmamanız veya zarar görmeniz
*Bugün olduğunuz kişiden, bugün var olan şartlardan mutsuz olmanız
*Boşanma, işsiz kalma, hastalık, akademik yaşamda problem gibi sıkıntılar yaşıyor olmanız
*Herhangi bir alanda hata yapmış olmanız.
*Geçmişte yaşanmış güzel bir anının bitmesini kabul edememeniz
*Yaşadıklarınızı kabullenememeniz
gibi birçok durum geçmişe takılıp kalmanıza sebep olabilmektedir.

Yaşadığınız bir ayrılık, bir travma, bir kayıp sizleri bir ‘’yas süreci’’ yaşamaya yöneltir. O kişinin, işin, durumun artık olmadığını, o olmadan nasıl yaşayacağınızı belirlemeniz gerekir. Bunun üzerine düşünmek ve bunu yaşamak çok kolay olmadığından, bu yas süreci tamamlanmayıp sürekli o kişinin, durumun var olduğu zamanlar üzerine düşünülür, onsuz neler yapılacağı düşünülmez, yüzleşmekten kaçınılır ve bunu yapmak kişilere çok daha basit görünür, kişi geçmişinde yaşamaya devam eder. İnsanlar çoğunlukla güzel günlerini, iyi olduğu anıları hatırlamak eğilimindedir ve bu nedenle çocukluklarını, ailesiyle birlikte yaşadığı güzel anıları, maddi ve manevi doyum içerisinde olduğu dönemleri düşünür. Eğer günümüzde kişi mutlu olmadığı bir yaşam sürüyorsa, geçmiş günlerin içerisinde yaşamaya çalışır ve bu geçmişe takılıp kalmasına sebep olur. Olumsuz şartlara neden olan kararlar, yapılmış hatalar da kişinin zihnini meşgul etmekte, kişi bu hatayı yapmadan önceki anına dönmek istemekte, bu hatayı yapmasaydı veya bu kararı vermeseydi ne olurdu düşüncesiyle yaşamaya başlamakta, bu şekilde geçmişe takılıp kalmakta olabilir.

Geçmişe Takılıp Kaldığımızı Nasıl Anlayabiliriz?

Beynimizin bellek kısmı çoğu zaman bizlerin işine yararken bazen ise geçmişe takılıp kalmamızın bir aracı olur. Geçmişi düşündükçe, beynimizin içerisinde yaşamaya başlarız ve dışarıda, şu andaki yaşamda olan bitenlerdense kafamızın içerisinde olanların esiri olmaya başlarız. Geçmişte yaşanılan olaylar, zamanla silikleşmeye başlarken tekrar tekrar bu olayları zihnimizde kurgular, tekrar zihnimizde yaşar ve hatta bazen geçmişte olan durumdan çok daha kötü bir hale getirebiliriz. Sürekli zihninin içerisinde, geçmişi düşünen bir kişi sizce dışarıdan nasıl görünüyor olabilir? Dalgın, huzursuz, mutsuz, sürekli düşünceli, ne yaptığının farkında olmayan, yaptığı işlerde başarısız sonuçlar alan… Her bireyin durumlara verdiği tepkiler, geçmişe takılıp kaldığında göstereceği davranışlar farklılaşabilmektedir fakat genel olarak bazı ortak davranışlar sergilerler.
Geçmişte yaşamaya başlayan kişi ;

*Sürekli geçmişi anlatmak
*
Geçmiş konuşulduğunda ağlamak veya agresifleşmek
*
Dalgın ve düşünceli görünmek
*Sürekli geçmişi özlemek
*
Yaptığı işlerde dalgın davranmak, hatalar yapmak
*Geçmişte yapılan hataları düşünmek
*
Gelecek hakkındaki beklentileri düşmek
*
İlişkilerinde geçmişte yapılmış hataları sürekli gün yüzüne çıkartmak
*Sürekli geçmişi düşünmek
*
Şimdiki yaşamı kabullenememek
*Sürekli geçmişi hatırlamak
gibi birçok davranış ile geçmişe takılıp kaldığını anlatıyor olabilmektedir.

Geçmişe Takılıp Kalmak Bizleri Nasıl Etkiler, Psikolojimize Nasıl Yansır?

Geçmişe takılıp kalan kişi, şu anda ne oluyor, yarın ne olacak farkında değildir, bunlara dair beklentileri, umutları, hayalleri, istekleri, düşünceleri yoktur çünkü o kişi geçmişten gelememiştir, hala orada bir yerlerde fotoğraf karesinde yaşar gibi yaşıyordur. İnsanların geçmişe takılıp kalması farklı durumlarla oluşabilir ve bu farklı durumlara göre etkileri ayrışabilir.
Kişi bilinçli olarak geçmişe takılıp kalmış olabilir, geçmişi kendi isteğiyle düşünür, kendi isteğiyle orada yaşar ya da bilinçsiz olarak geçmişten kurtulamıyor olabilir, bu durumdan hoşnut olmadan, istemeyerek geçmişe takılıp kalmış olabilir.
Her iki durumda da kişinin yaşamında büyük zedelenmeler görünür. Şimdiki zamanda yaşamında olan kişilerle ilişki kurmak için çaba göstermeyebilir, yaşamı için içsel motivasyonunu kaybetmiş olabilir, stabil olmayan duygusal değişimler gösterebilir, anlamsızlık, amaçsızlık yaşıyor olabilir, sürekli yalnız kalmak isteyebilir, kendisini dışarıya karşı kapatabilir, etrafında olanlar kişiyi mutlu etmeyebilir, öfke nöbetleri, ağlama nöbetleri geçirebilir.
Yaşamın uzun bir yol olduğundan bahsetmiştik. Bu yolda, şu an yürüdüğü yolu, önündeki yolları düşünmeyen, sürekli geldiği geçmiş yolu düşünen kişi adımlarının ne kadar farkında olabilir? Karşısına çıkacak taşlar için ne kadar hazırlıklı olabilir? Daha önceki yolda yaşamış olduğu olumsuzlukları, hataları düşünürken yol ayrımlarında ne kadar mantıklı kararlar verebilir? Geçmişe takılıp kalan kişinin alacağı kararlarda hep geçmişin etkileri görünecek, mantıklı karar almada zorluklar yaşanacak, hep bir geçmişle kıyaslama içerisinde olacaktır.
Başka bir şekilde ele alınırsa, sürekli geçmişi özleyen, geçmişi düşünen bir kişinin şu anda mutlu olması, psikolojik olarak iyi olması ne kadar sağlanabilir? Aklında eski sevgilisi olan, eski yaşadığı yer olan, eski eşi olan, eskiden mutlu olduğu günler olan, eski işi olan bir kişi, bugün içinde bulunduğu koşullarda ne kadar psikolojik olarak iyi hissedebilir? İnsan psikolojisi, zihin ile iç içe olan bir süreç ve geçmişe takılıp kalmış kişi sadece fiziksel olarak buradayken ve zihin olarak geçmişteyken, yaşayacağı karmaşadan psikolojik olarak her geçen gün bu durumdan daha çok etkilenecektir.


Geçmişe Takılıp Kalmaktan Nasıl Kurtuluruz?


Geçmişe takılıp kalmış kişiler, bu durumdan etkilendikçe, yaşamında rahatsız edici boyuta geldiğinde, ‘’Sürekli geçmişi düşünme hastalığına kapıldım.’’ diye düşünebilmektedirler ve psikolojide geçmişe takılıp kalmanın tedavisi nedir, geçmişten kurtulmak için ne yapabilirim? diye araştırabilmektedirler.
Geçmişe takılıp kalmaktan kurtulmanın en önemli basamağı, geçmişe takılıp kaldığınızı fark edebilmek, bunun hayatını ne ölçüde etkilediğini görebilmek ve bunun için bir adım atmak istemektir. Geçmişten kurtulmak için, geçmişin geçmişte yaşanıp bittiğini, bunun tekrar yaşanmayacağını, artık şu anda olduğunuzu, geçmişte ne yaşanmış olursa olsun bugün yaptığınız eylemler ve düşüncelerinizle geçmişin kötü izlerini silebileceğinizi, geçmiş üstüne kendinizi yormak yerine, gelecek için adımlar atmanız gerektiğini fark etmek gerekir.
Geçmiş, bugün ve yarın için bir işkence olmaktan çok, ders çıkarıp daha iyi ilerlemeniz için bir araç olmalıdır. Geçmişi düşünebilir, anlatabilir, aklınıza gelebilir fakat, bunun kontrolünün sizde olduğunu, bunu sizin yönlendirebileceğinizi, önemli olanın geçmişin esiri olmamanız gerektiğini bilmeniz gerekir.

  • Geçmişten kurtulmak için yapabileceğiniz birçok şey var.
  • Kendi içinize kapanıp geçmişi kurgulamak, düşünmek yerine sosyalleşebilir, diğer insanlarla vakit geçirebilirsiniz.
  • Seveceğiniz bir hobi edinerek kendinizi meşgul edebilirsiniz.
  • Size geçmişi hatırlatacak kişilerden, yerlerden uzak durabilirsiniz.
  • Kendinizi sakinleştirecek egzersizler yapabilirsiniz.
  • Neden geçmişi bu kadar düşündüğünüzü fark etmek için sorunun üzerine giderek çözmeye çalışabilirsiniz.
  • Geçmişi zihninizde tutarak, kendinizi üzmek yerine hislerinizi paylaşabilir, yazabilirsiniz.
  • Geçmişinizi bir anda silemeyeceğinizin farkında olun, bunun bir süreç olduğunu anlayın ve kendinizi bu sürece yavaş yavaş hazırlayabilirsiniz.
  • Eğer geçmişe takılıp kalmanızı tek başınıza çözemeyeceğinizi düşünüyorsanız, profesyonel bir destek almaktan çekinmeyin.

Profesyonel bir psikolojik destek, korkularınızla, travmalarınızla, geçmişi düşünmenizin nedenleriyle yüzleşmenizi sağlayacak, geçmişinizi düşünmenin sebeplerini ve size etkisini fark etmenizi sağlayacaktır. Günümüzde, geçmişinizle yüzleşmeniz ve bununla başa çıkabilmeniz için birçok terapi şekli, yeni yöntemler mevcut ve profesyonel bir uzman ile bu yöntemlerden hangisinin sizin için daha uygun olacağını belirleyebilirsiniz.

Geçmişte yaşadığınız bir travmanın etkisini yaşıyorsanız, EMDR terapisi, evliliğinizde geçmişe takılıyorsanız bir aile danışmanlığı, zihninizde geçmişi kurguluyorsanız bilişsel davranışçı terapiler, yaşadığınız bir kayıp, vefatla ilgili bir geçmişe takılı kalma problemi yaşıyorsanız, yas terapisi gibi geçmişe takılıp kalmaktan kurtulabileceğiniz birçok yaklaşım olduğunu bilmelisiniz.

Henüz yorum yapılmamış, sesinizi aşağıya ekleyin!


Bir Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir