Bedenimizdeki alarm sisteminin sürekli tetikte olmasını sağlayan kaygı, vücutta çok fazla hissedildiğinde günlük yaşantıyı büyük oranda etkilediği gibi beraberinde birçok olumsuz sonucu da getirebilir. Vücuttaki yeterli düzeydeki kaygı, gerektiği durumlarda uyaranlara karşı hazırlıklı olmamızı sağlamakla birlikte kendimizi korumamız açısından oldukça önemlidir. Bir randevuya yetişirken, bir ödevi veya işi yetiştirmeye çalışırken, ilişkilerimizde problem yaşarken belli düzeylerde kaygı hissetmemiz oldukça doğaldır. Ancak bu gibi herkesin kaygı hissedebileceği hatta hissettiği durumların dışında çok yoğun ve kontrol edilemez şekilde hissedilen kaygı durumlarında, kaygı bozukluğundan söz etmek mümkündür.

Kaygı bozukluğu yalayan kişiler elbette buna yönelik bazı belirtiler taşımaktadır. Bu belirtilerden bazıları:

  • Kişinin gün içinde kendisini sürekli olarak gergin, sinirli, huzursuz hissetmesi,
  • Vücutta titreme, çarpıntı ve normalin üstünde terleme,
  • Hızlı nefes alıp verme ve nefes almakta güçlük çekme,
  • Mide bulantısı,
  • Boğuluyormuş hissi,
  • Kas gerginlikleri,
  • Tansiyonun yükselmesi,
  • Her an kötü bir şey yaşanacakmış gibi hissetme,
  • Uyku bozuklukları ve kontrol kaybı olarak sıralanabilir. Belirtilerden de anlaşılabileceği üzere anksiyete bozukluğu kişinin sosyal yaşamını, işini ve kişisel öz güvenini oldukça olumsuz etkileyen bir psikolojik rahatsızlık olmakla birlikte bu belirtiler kişiye göre değişiklik gösterebilmektedir. Ayrıca anksiyete bozukluğu, kendi içinde birkaç türe ayrılmaktadır. Biz de bu yazımızda, anksiyete bozukluğunun türlerinden bahsedeceğiz.

Panik Bozukluğu

Panik atak olarak da adlandırılan panik bozukluğu durumunda, panik atak aniden ve beklenmedik bir şekilde gelişir. Çok şiddetli olabilen panik atak durumu, zaman zaman yaşanır ve genel olarak kaygı ile korkunun en üst düzeye çıktığı anlarda görülür. Belirtilerinde terleme, çarpıntı, nefes alamamaya bağlı boğulma hissi, ölme hissi, kendi bedenine ve çevreye karşı yabancılaşma, bayılma, baş dönmesi vardır. Kişi panik atak durumlarının dışında da panik atak krizi geçirmekten korkar ve bu durumu sağlayan davranışlardan kaçınma gösterirler.

Panik atak durumu 5-10 dakika arası sürebilirken, birkaç saati de bulabilir.

Sosyal Fobi

Sosyal fobiye sahip kişilerde genel olarak toplum içinde küçük düşme ve toplum tarafından aşağılanma düşüncesi vardır. Topluluk içinde herhangi bir hata yapmaktan korkarlar ve konuşma yapma, seminer gibi toplulukların yer aldığı etkinliklerde bulunmaktan da kaçınırlar. Bunların dışında normal sosyal ortamlara girmekten de kaçınırlar ve davranışlarda mükemmel olmak isterler. Aksi halde dışlanacaklarını düşünürler. Beraber fiziksel tepkileri de beraberinde getiren sosyal fobi durumunu yaşan kişilerde kızarma, titreme, terleme, nefes alamama gibi durumlar izlenebilir.

Yaygın Kaygı Bozukluğu

Yaygın kaygı bozukluğu durumunda kişiler, günlük hayattaki kontrolleri dışında olan ve kontrol edemeyeceklerine inandıkları şeyler için sürekli olarak kaygılanırlar. Sevdiklerine veya kendilerine bir şey olacakmış korkusu veya aniden kontrol edilemeyen kötü bir olay yaşanacakmış hissini sürekli olarak taşırlar ve huzursuzluk içindedirler. Yaygın kaygı bozukluğu yaşayan kişilerde baş, boyun ve omuz ağrıları, mide krampları, kalp rahatsızlıkları izlenebilir. Kadınlarda görülme riski erkeklere oranla daha fazladır.

Agora Fobi

Kaygı bozuklukları içinde en sık rastlanan tür olan agora fobide kişiler herhangi bir tehlike yaşamaları durumunda kaçamayacakları yerlerde bulunmaktan kaçınırlar ve utanacakları korkusuyla da sosyal ortamlardan uzak dururlar. Uçak, alışveriş merkezi, asansör, yüksek yerler gibi yerlerde bulunmaktan kaçınarak ancak güvendiği kişilerle buralarda bulunabilirler. Beraberinde panik atak da getirebilen agora fobi, tek başına da görülebilir.

Obsesif-Kompulsif Bozukluk

Kişinin aklında sürekli tekrarlanan ve uzaklaştıramadığı saplantı derecesindeki düşüncelere sahip olması durumudur. Bu düşünce ve dürtüler kişiyi ciddi şekilde rahatsız ederler ve kişi bunların önüne geçemez. Kişiler bu obsesyonlara (saplantılara) karşı kompulsiyon (zorlantı) geliştirirler ve saplantıların önüne geçmeye çalışırlar. Mantıksız ve abartılı bulsalar da yine de yapmaya devam ettikleri hareketler tamamen saplantılarının önüne geçmeye yöneliktir. Bunlardan ek sık olarak yapılanları bir sözcüğü tekrar etme, temizlik kontroldür. Kadınlarda ve erkeklerde görülme oranı eşittir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu

Kişilerin ölüm, trafik kazası, cinsel saldırı gibi yaşadıkları olumsuz olayların etkisiyle bu olayları sürekli olarak zihinlerinde canlandırması ve bu olaylarda yaşadıkları olumsuz duyguları uzun süre hissetmeleri durumudur. Bu olayları hatırlatan uyaranlardan kaçmak isterler ve bu konuyla ilgili her türlü konuşma ve olaydan kaçınırlar. Kişilerde zamanla yavaş tepki verme, tepkisizlik veya duygusuzluk gibi sonuçlar izlenebilir.

Ansiyete bozukluklarıyla ilgili kliniğimizden bilgi ve destek almak için https://izmirpsikoloji.com/bireysel-psikoterapi adresini ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca anksiyete düzeyinizi ölçmek için https://izmirpsikoloji.com/anksiyete-testi/ adresinden Anksiyete testimizi çözebilirsiniz.

Henüz yorum yapılmamış, sesinizi aşağıya ekleyin!


Bir Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir